Fiziksel ve psikolojik değişimler; çocukluk ve ergenlik dönemlerinde hızlı bir şekilde devam eder ve genellikle ebeveynleri veya bakım verenlerinde bu süreçte çocuklarına nasıl en iyi şekilde yardım edebilecekleri ve destek olabileceklerine dair bir merak da uyandırır.
Çocuk Gelişimi Süreci
Çocuk gelişimi süreci, duyusal ayrımsama ve küçük kas becerilerinden dil ve sosyal becerilere kadar her şeyi kapsar. Gelişim süreci üzerinde çocuğun genetik yapısı, çevre ve bilişsel kapasitesi oldukça güçlü bir şekilde etkilidir.
Çocuklarda Gelişimsel Dönüm Noktaları
Uzmanlar ve ebeveynler sık sık gelişimsel dönüm noktalarından bahseder ve bunları göz önünde bulundururlar. Örneğin; çocuğun konuşmayı, yürümeyi veya okumayı öğrendiği süreçler gibi. Bu dönüm noktaları bazen uzman açısından gelen vakalar için öğrenme güçlüğü veya davranışsal sorunları tespit etmeyi sağlar ve böylece erken yaşta müdahale edebilmeyi kolaylaştırır. Fakat, unutulmamalıdır ki bu ölçüt çocuğun nihai yeterlilik düzeyini etkilememektedir. Beceriler ve gelişimsel seviye ihtiyaca yönelik çalışmalar, egzersizler ve terapi ile her zaman ileri noktalara taşınabilir.
Yaş ve Çocukluk Evreleri
Çocukların yaşına, kişiliğine ve bulunduğu gelişimsel evreye bağlı olarak farklılaşan fiziksel ve duygusal ihtiyaçları vardır. Yapılan araştırmalara göre, yaşamdaki ilk 5 yıl çocuğun gelişimi açısından oldukça kritik bir dönemdir.
Çocuk büyüdükçe, çevresini keşfedeceği, sözel ve mantık kurma becerileri edineceği, başkalarıyla sosyalleşeceği ve sonunda ailesinden özerkleşeceği dönemlerden geçer. Araştırmalar, ebeveynlerin ve bakım verenlerin çocuğun beklentilerini ve doğasındaki en iyi potansiyeli ortaya çıkarmayı nasıl başarabileceklerini keşfetme çabası içerisindedir.
Son yıllarda, ergenlik başlangıç yaşı oldukça gerilere gelmiştir. Ergenlik, giderek çocukluk sürecinin erken dönemlerde başlamaktadır. Hem genetik hem de çevresel faktörler ergenliğin başlangıcını etkilemektedir. Uzmanlar ergenliğin zamanlamasının bir nevi çocukluğun nasıl değerlendirildiğine ve ergenliğin hızının ise çocuğun ne derece stres deneyimlediğine bağlı olduğunu göstermektedir.