fbpx

Eylem D. 35, Kadın, Akademisyen

Neredeyse mutlu olduğum her an tüm hayatım boyunca o kalp acısını hissettim. Size tam olarak bu acıyı anlatamam ama kalbimden tüm vücuduma yayılan pis bir sıvı olduğunu ve bütün vücudumun (duygularım da dahil) bu pis sıvı ile kaplandığını düşünün. Ardından da engel olamadığım, irrasyonel olduğunu az çok fark ettiğim ama etkilerinden kaçamadığım deli fikirler.

Neredeyse mutlu olduğum her an tüm hayatım boyunca o kalp acısını hissettim. Size tam olarak bu acıyı anlatamam ama kalbimden tüm vücuduma yayılan pis bir sıvı olduğunu ve bütün vücudumun (duygularım da dahil) bu pis sıvı ile kaplandığını düşünün. Ardından da engel olamadığım, irrasyonel olduğunu az çok fark ettiğim ama etkilerinden kaçamadığım deli fikirler. En kötüsü ise “mutluysam kesin olumsuz bir şey olmalı; acaba kaygılanmam gereken ne vardı ve ben unuttum” diye hayatım boyunca her güzel anımı, tarif etmeye çalıştığım bu acı ile eşleştirmiş olmam. Sevdiklerimi eve davet ederim acaba yolda kaza geçirirler mi benim davetim yüzümden? diye başlarım kaygılanmaya; çocuğumu okula bırakırım sonra bir anda acaba merdivenden yuvarlanır mı? diye en kötü hikayeyi yazmaya başlarım; eşim ve kızımı parka yollarım sonra acaba başlarına bir şey gelir mi? diye onlar gelene kadar bin bir deli fikirle boğuşurum. İşim ile ilgili iyi bir iş çıkarırım ama kesin yanlış yaptım diyerek asla yaptığım iş sonrası mutlu olamam. Sürekli yolunda gitmeyen bir şeyler var hissi ile, sürekli kötü bir şeyler olacak ve ben nasıl bu olumsuzlukları kontrol edebilirim diye 7-24 çalışan bir beyin. Hayatı olduğundan yorucu ve çekilmez hale getiren, sevdiklerini yoran, ilişkileri yıpratan bir şey. Bu sene tüm bunların üstüne yaşadığım kayıplar artık her şeye karanlık bir tülün ardından daha da sık bakmama sebep oldu.

2019 eylül ayı itibari ile de hayatımda bir şeyler değişmeye başladı. Çünkü bir karar verdim ve terapilere başladım. Daha ilk seansın bende kalan özeti “hayat güçlendiğimiz yerden vurur”. Ben güçleniyorum ve hayat inanılmaz şekilde kontrolden çıkıyor. Yeni kayıplar yaşadım; yan apartmanımızda yangın çıktı, deprem oldu vs. En büyük kaygı sebebim kontrolü kaybetmek, çaresiz hissetmek ve yaşadıklarım. Şu dönemde tüm dünyada yaşanan pandemi sürecinde kendim bile kendime inanamıyorum.

Online seanslar ile terapi sürecime devam ediyorum. En büyük motivasyonum çocuğuma daha iyi bir anne olmak, kendi olumsuzluklarımı ona aktarmak istememek. 1 yıl önceki ben olsaydım şu anda “kendini gerçekleştiren kehanet” tezi ile bir sürü hastalık yaşar ve büyük ihtimalle hastanede yatıyor olurdum. Ama ben süreci oldukça rasyonel karşılıyorum, üzerine düşünüyorum. Ve tabi ki kaygılanıyorum, ama kaygım herkes kadar, daha sıradan. Daha uzun bir yolum var terapi sürecinde ama bir süredir tüm vücuduma yayılan sıvıyı hissetmez oldum. Bunun ne demek olduğunu kelimelerle anlatmam mümkün değil. Yeniden doğmak gibi desem belki benim için nasıl bir duygu olduğuna dair fikriniz olabilir.

Bu süreçte Psikolaj ailesinin bir ferdi oldum. Tüm ekip oldukça güler yüzlü, yardımsever ve halden anlıyor, kendini ait hissediyorsun ve seansa bir adım önde başlıyorsun. Onlara teşekkür ederim. Tabi ki Psikolaj’ın lideri Pınar Şener Yıldırım ve terapistim Nurcihan Alpaydın’a çok teşekkür ederim. Bana bu zorlu yolculuğumda kılavuz oldukları için…. E tabi bir de en yanı başımdakine, bana hep destek olduğu ve inandığı için.

Randevu Al Hemen Ara
WhatsApp'tan bize yazın