Bağlanma teorisi bebek ve birincil bakım sağlayıcı arasındaki ya da romantik partnerlerdeki uzun süreli ilişkiyi inceler. Bu noktada “birincil bakım sağlayıcı” çocukla çoğunlukla ilgilenen ve bakım sorumluluğunu üstlenmiş kişilere işaret eder ve toplumumuzda genel olarak biyolojik ebeveynler, çocuk evlat edinmiş ebeveynler, anneanneler babaanneler ve dedeler birincil bakım sağlayıcı olarak örnek gösterilebilir.
John Bowlby terimi ilk ortaya atan teorisyendir ve bağlanmayı insanlar arasındaki uzun süreli bağlılık olarak açıklar. Bu teori ile birincil bakım sağlayıcısından ayrılan çocuklarda görülen ayrılık kaygısı ve stresi açıklamayı amaçlar. Bu konuyu açıklamaya çalışan ilk teoriler daha çok davranışçı bir ekolle yaklaşmış, ebeveyn bebek arasındaki ilişkiyi yalnızca beslenme davranışına bağlı gelişen bir doyma isteği olarak değerlendirmişlerdir. Fakat yapılan çalışmalar ebeveyn bebek arasındaki bağlanmanın bundan çok daha karmaşık ve çok yönlü olduğunu göstermiştir. Öyle ki yavru maymunlar bile yan yana koyulan bir biberon ve anne maymun kuklası arasından gerçek olmamasına rağmen anne maymun kuklasını tercih etmiştir. İnsan yavruları da aynı şekilde yalnızca besin ihtiyacını gidermek için değil, kaygı ve stres anında sağlanacak ilgi ve sevgi için de ebeveynlerine koşmaktadır. Bu ilgi çocuğa ihtiyacı olan rahatlığı sağladığı gibi, besini, sıcaklığı, deneyimli bir bireyin rehberliğini ve en nihayetinde hayatta kalma ve sağlıklı bir yaşam sürme şansını da arttırmaktadır.
Mary Ainsworth, Bowlby’nin teorisini geliştirmiş ve meşhur “Yabancı Ortam Deneyi” ni gerçekleştirmiştir. Bu deneyde 12-18 aylık bebekler ve anneleri birlikte bir odaya alınır. Bir süre sonra anneden odadan ayrılması istenir ve bebeğin bu duruma vereceği tepkiler gözlemlenir. Gözlemlerin sonucu oldukça şaşırtıcıdır çünkü bebeklerin davranışları arasında büyük benzerlikler tespit edilir. Bu benzerlikler o kadar nettir ki bebeklerin yabancı ortama verdikleri tepkiler sınıflandırıp adlandırılabilmiştir. Bunlar; güvenli, kaygılı, kaçıngan ve karışık bağlanmadır.
Güvenli bağlanma: Ebeveyn odadan çıktığında strese girer. Ebeveyn odaya geri döndüğündeyse onu karşılar, fiziksel temas kurar ve kısa bir süre sonra sakinleşip etrafıyla ilgilenmeye başlayabilir.
Kaygılı bağlanma: Ebeveyn odadan çıktığında büyük strese girer ve anne odaya geri döndüğünde bile sakinleşemez ve kendini yatıştıramaz. Bu durum genellikle ebeveynlerin bakım sağlayıcı davranışlarındaki tutarsızlık veya sıcak ilgi göstermekte zorlanması sebebiyle gelişir.
Kaçıngan bağlanma: Ebeveyn odadan çıktığında bu durumu görmemezlikten gelir veya hiç etkilenmiyormuş gibi görünür. Geri döndüğündeyse herhangi bir sevinç göstermez veya karşılama davranışında bulunmaz. Bu durum genelde bakım sağlayıcıların istismarcı veya ihmalkâr davranışları sonucunda oluşur.
Karışık bağlanma: Bu bağlanma tarzı sonradan Main ve Solomon tarafından fark edilmiştir. Ebeveynden ayrılan çocuk karmaşık davranışlar sergiler, kafası karışmış dikkati dağılmış gibi görünür. Ebeveyni yer yer görmezden gelebilir, bazen de ona direnebilir. Bu durum ebeveynin hem korkutucu hem de rahatlatıcı bir figür olduğu durumlarda, yani bakım sağlarken tutarsız olduğu durumlarda kendini gösterir.
Birincil bakıcı figüründen mahrum kalan (anne-baba kaybı, boşanma, bakım evinde yetişme vb. deneyimler yaşayan) bebekler güvenli bağlanma örüntüsü geliştirmekte zorlanır. Eğer bebeğin bir bakıcısı varsa fakat hızlı, tutarlı ve içten bir bakım sağlamakta zorlanıyorsa bebek yine güvenli bağlanmakta zorlanacaktır çünkü dünyayı tanımak ve ihtiyaçlarını karşılamak için orada bulunduğunu düşündüğü kişi sağladığı bakımın devamlılığı ve içtenliği konusunda bebeğe güven vermez. Erken dönem bağlanma örüntüsü oldukça önemlidir çünkü yapılan araştırmalar bu stillerin yetişkin yaşamımızda da büyük etkileri olduğunu göstermiştir.
Ebeveynler olarak çocuklarımızla aramızdaki bağlanmanın güvenli olmasını hedefliyorsak, hayatları boyunca onlara ihtiyaç duydukları bakımı, ilgiyi ve sevgiyi tutarlı ve içtenlikle sürdürmeliyiz. Bunu yapamadığımızı hissettiğimiz noktalardaysa bir uzmandan destek almakta gecikmemeliyiz.
KAYNAKÇA:
– Ainsworth MDS, Blehar M, Waters E, Wall S. Patterns of attachment: A psychological study of the strange situation. Hillsdale, NJ: Erlbaum; 1978.
– Bowlby J. The making and breaking of affectional bonds. London, UK: Tavistock; 1979.
– Bowlby J. Attachment and loss: Vol 1. Attachment. 2nd. New York, NY: Basic Books; 1969/1982
– Main M, Kaplan N, Cassidy J. Security in infancy, childhood, and adulthood: A move to the level of representation. Monographs of the Society for Research in Child Development. 1985;50:66–104.