Kıskançlık içgüdüsel olarak hissedilen normal bir duygudur. Her bireyin sevdiği kişiyi bir başkasıyla paylaşma konusunda baş etme becerisi farklıdır. İnsan her yaşta bu duyguyu hissedebilir. Çocuklar da bu duyguyu bir kardeşleri olduğunda yoğun olarak hissetmeye başlar. Çocuk bu noktada anne babası tarafından kendisine gösterilen ilgi ve şefkatin azalacağını düşünür. Bir çocuk için en temel bağ kurduğu kişilerin anne ve babası olduğu düşünülecek olursa, aileye yeni bir bebeğin katılmasını çocuk büyük bir tehdit olarak algılayabilir. Çocuğun bu duyguyu hissetmesi normaldir, önemli olan çocuğun bunu ne derece hissettiği ve davranış olarak nasıl yansıttığıdır. Kardeşi olmasını isteyen bir çocukta dahi kardeş kıskançlığı görülebilir. Çünkü aileye yeni bir birey katılmıştır ve evdeki düzen değişmiştir. Çocuk bunun nedenini bebeğe bağlayarak, anne babasını onun elinden aldığını düşünerek onu suçlayabilir.
Kardeşler arasındaki kıskançlığın seviyesi, ebeveynlerin bebek doğduktan sonraki çocuklara karşı olan tavırlarına ve yaşça büyük olan çocukla önceden kurdukları ilişkiye bağlıdır. Ayrıca çocukların arasındaki yaş farkı da önemli bir belirleyecidir. Yaş farkı az olan çocuklarda kıskançlık duygusu daha yoğun yaşanır (Baydaroğulları, 2014). Yaşça büyük olan çocuk, bu sevgi ve ilgiyi yeniden kazanabilmek için dikkat çekmeye çalışabilir. Bu dikkat çekme davranışları, öfke patlamalarına sebep olabilir. Çocuk davranış problemleriyle de olsa ebeveynlerinin dikkatini çekmeyi başarır. Kardeş kıskançlığı yaşayan çocuklar yaşlarına uygun olmayan parmak emme, alt ıslatma gibi çeşitli davranışlar gösterebilir. Sık sık ağlama nöbetleri yaşayabilir, daha içe kapanık bir hale bürünebilirler. Ayrıca bebek doğduktan sonra evden ayrılmakla ilgili sorun yaşayabilirler. Örneğin, yuvaya/okula gitmek çocuk için artık bir tehdit unsuru oluşturabilir (Tezel, 2014).
Ebeveynler için de bu durum bazen içinden çıkılamaz bir hal alır. Bir yandan yeni doğan bebeğin bakımıyla ilgilenirken, bir yandan da yaşça büyük olan çocuklarının kıskançlık duygusuyla baş etmesine yardımcı olmaya çalışmaktadırlar. Öncelikle anne babalar çocuklarının yaşadığı bu duygunun normal olduğunu bilmeli ve kabul etmelidir. Önceden çocuklarına bebek doğduğunda neler olacağı, nasıl bir sürecin onları beklediği anlatılmalıdır. Yaşayacakları deneyimi önceden bilmek çocuk için rahatlatıcı olacaktır. Çocuk kendisine karşı duyulan sevgiyi davranışlarla hissetmelidir. Eğer anne baba bunu sadece sözel olarak söyleyip davranışlarla hissettirmiyorsa çocuk bu sevgiden emin olamaz, çocuğun bebekle olan rekabet duygusu devam eder. Mümkün olduğunca büyük çocukla da özel vakit geçirilmelidir. Böylelikle çocuk kendisine olan ilginin azalacağı kaygısıyla daha rahat başa çıkabilir. Ebeveynler de çocuklarının kaygısını gözlemleme ve daha iyi anlama imkanı edinir. Ağbaba’ya göre, çocukların yaşlarına, cinsiyetlerine, gelişim evrelerine uygun ihtiyaçları dikkate alınmalı ve her çocuk için ayrı bir tutum sergilenmelidir. Çocuklar arasındaki farklılıklar göz önünde bulundurulmalı ve onlara yansıtılmalıdır. Her çocuk ebeveynlerinden sevgi alma ihtiyacı hisseder ancak bunu farklı yollarla yaşamak isteyebilirler. Çocukların kendilerine özel ihtiyaçları fark edilerek bu ihtiyaçların gereken şekilde karşılanması gerekmektedir.
Uzman Psikolog Cangül Tokmaktepe
KAYNAKÇA
Ağbaba, E. (2016). Kardeşler Arası İlişkilerde Anne Baba Tutumları Nasıl Olmalıdır?
Baydaroğulları, G. (2014). Kardeş Kıskançlığı.
Okuş Tezel, F. (2014). Kardeş Kıskançlığında Anne Baba Ne Yapabilir?