Çocukları hayatta güçlendirmek, onlara rehber olabilmek, karakterlerini olumlu yönde inşa etmek önemlidir. Bunların gerçekleşmesi için ebeveynlere birtakım görevler düşmektedir. Bir çocuğun kendine olan saygısı, küçük yaşlarda başlayarak gelişir. Özsaygı için çok büyük başarılar gerekmemektedir. Çocuk, küçük başarılarında bile olumlu bir geribildirim alırsa, özgüveni gelişir. Çocuğa sözel olmayan iletişim yollarıyla, örneğin olumlu, şefkatli dokunuşlarla duyguları ifade etmek de önemliyken, aynı zamanda özgüvenli ve cesaretli bir şekilde duyguları paylaşarak, kendini ifade etmeyi de öğretmek önemlidir. Bu beceri, insanlarla etkili bir iletişim kurma konusunda çocuğa rehber olur. Çocuğun başkalarıyla, onları önemseme ve onlara saygı duyma yoluyla güçlü ilişkiler kurması, aile içindeki işbirliğiyle çocuğa model olunarak pekiştirilebilir. Çocuğun kişilik oluşumunda, dürüstlük, cesaret, hoşgörü, sabretmek, sorumluluk almak gibi özelliklerin gelişmesini sağlamak önemlidir. Ebeveynlerin sözel olarak ifade ettikleri şeyleri hayata geçirdikleri zaman çocuklarda değişime yol açabildiklerini unutmamak gerekir.
Çocuklar ailenin bir parçası olduklarında, hayat boyu sürecek bir yolculuk başlamış demektir. Bu yolculukta onlara rehberlik etmek, zorluklarla baş etme yollarını kendi tutum ve hayata karşı bakış açılarıyla örnek olma yoluyla göstermek gerekir. Çocuğun yeteneklerinin tanınması, gelişmesi için desteklenmesi, örneğin sosyal etkinliklere katılımlarının sağlanması özgüvenli olmasına katkıda bulunur. İlgili ebeveynler, güvenli bağlanma oluşturduklarından özgüven problemlerinin görülme olasılığını azaltırlar. Çocuklarına özenli bir şekilde davranan, ihtiyaçlarına zamanında ve uygun bir şekilde cevap veren anne babalar, daha özgüvenli çocuk yetiştirirler. Ebeveynlerin otoriter tutumları, ilgisizlik kadar zarar vericidir. Eleştiriler, karşılaştırmalar gibi sert bir tutum çocuklarda korkuya, kendine güvenmemeye, kendinde söz hakkı görmemeye ya da tam tersi karşı çıkmaya, isyan etmeye sebep olur. Bunun yanı sıra, çocuklar sanıldığı gibi tamamen özgür bırakıldığında özgüvenli bir birey olmazlar. Otoriter davranmanın aksi olan bu davranışla çocuklar sorumluluk duygusuna sahip olamadıklarından, çaba harcamaya, bir şeylere ihtiyaç duymaya, bir amaç edinmeye gerek duymazlar.
Görülüyor ki, anne babaların yaptığı veya yapmadığı her şeyin, çocuklarının gelişiminde etkisi vardır. Anne babanın gayreti, çocuğu için olumlu bir tutumda olması, çocuk tarafından hissedileceğinden, çocuğun kişilik yapılanmasının şekillenmesini de sağlayacaktır. Çocukların, karşılarında gördükleri örneklerden daha iyi olmalarını beklemek mümkün değildir. Bu sebeple, onlara model olarak, ihtiyaçlarına cevap vermek önemlidir.
Uzm. Klinik Psikolog Gökçehan Akoğuz
KAYNAKLAR
Aslan, N., & Cansever, B. A. (2007). Okuldaki Sosyal Etkinliklere Katılımda Ebeveyn Çocuk Etkileşimi Kültürlerarası Bir Karşılaştırma. Ege Eğitim Dergisi, 8 (1).
Ellison, S. & Barnet, B. A. (2010). Özgüvenli Çocuklar Yetiştirmenin 365 Yolu. Pozitif Yayınları.
Sarı, E. (2016). Başarılı Çocuk Yetiştirme. Nokta E-kitap.