Bazı görüşlere göre, 2 ila 4 yaş öncesinden çok fazla bir şey hatırlamamızın imkânsız olduğu iddia ediliyor. Bazı görüşlere göre ise, anılarımızın çok daha geriye gidebileceği düşünülüyor, belki de doğumdan öncesine bile. “Bebek amnezisi” sorusu çetrefilli bir sorudur çünkü yetişkinlerin ilk anılarının gerçek mi yoksa hayali mi olduğunu test etmek zordur.
Yine de psikologlar, bir dizi klasik deneyle ilk birkaç yılımızda hafızanın ortaya çıkışını incelemektedirler. Anılar, gerçekten hayatın erken dönemlerinde ortaya konabiliyorsa, teoride yetişkinlerin çok erken deneyimleri hatırlamaları kesinlikle mümkündür.
1960’larda Profesör Carolyn Rovee-Collier ve meslektaşları tarafından tasarlanan klasik bir deney, bize bebeklerin neyi hatırlayabildiğine dair bir fikir veriyor. Bu yöntem, bebeklerin anılarının nasıl ve ne zaman geliştiğine dair büyük kanıtlar üretmiştir.
Rovee ve Rovee (1969) yaptıkları deneyde, 9 ila 12 haftalık bebeklerin evde beşiklerinde rahat bir şekilde yatarak parlak renkli ahşap figürlerle kaplı bir cep telefonuna bakmalarını sağladı. Daha sonra ayaklarına, onu cep telefonuna bağlayan bir kablo bağlandı. Bu, bebekler hareket ederse cep telefonunun hareket edeceği anlamına geliyordu. Ve eğer sert bir vuruş yaparlarsa, tahta figürler birbirine çarpıp, hoş bir vuruş sesi çıkarıyordu. Bebekler ne kadar çok tekme atarsa, cep telefonundan o kadar çok hareket alıyorlardı.
Bu deney, bir bebeğin telefonu hareket ettirmek için ayağıyla tekmelemeye koşullandırılıp koşullandırılamayacağını görmekle ilgilidir. Araştırmacılar önce bebeklerin temel tekme düzeylerini (mobil cihaz takılı değilken) ölçer, ardından bunu heyecan verici bir yanıt üreten tekmeyle karşılaştırır.
Rovee ve Rovee’nin (1969) bulduğu şey, 8 haftalık kadar küçük bebeklerin bile tekme ile hareket arasındaki ilişkiyi öğrenebildiğiydi. Bu öğrenme 45-55 dakikalık bir süre boyunca hala belirgindi.
Erken anılar
Bu ilk bulgu oldukça mütevazı olsa da bu prosedürün kullanılması bebeklerin anıları hakkında yeni bulgulara yol açmıştır. Örneğin, sonraki çalışmalar daha sonra bebeklerin farkı fark edip edemediklerini görmek için orijinalin yerine farklı bir cep telefonu kullandı ve böylece gerçekten hatırlayıp hatırlamadıklarını test etti.
Bir deneyde, sadece 8 haftalık bebekler, her gün 9 dakika boyunca 3 günlük bir süre boyunca cep telefonuyla eğitildi. 24 saat sonra bebekler, aynı cep telefonu başlarının üzerindeyken sadece başlangıç seviyelerinin üzerinde tekme attılar. Bu, herhangi bir eski cep telefonunu değil, birlikte eğitildikleri belirli bir cep telefonunu hatırladıklarını gösterdi. Bu özellikle heyecan verici bir bulguydu çünkü daha önce uzun süreli belleğin (ve psikologlar için 24 saat uzun sürelidir) 8 veya 9 ay kadar geç ortaya çıkmadığı düşünülmüştü.
Bu ve benzeri deneyler sayesinde artık bebek hafızası hakkında çok daha fazla şey biliyoruz. Hafıza sistemlerimiz aslında çok erken yaşlardan itibaren oldukça iyi çalışır. Bebeklerin anıları da yetişkin anılarıyla aynı şekilde çalışıyor gibi görünüyor, sadece bebek anıları çok daha kırılgan.
Rovee-Collier, bebek amnezisinin gerçekten var olup olmadığının şüpheli olduğunu ileri sürer (1999). Beynimizin yaşamın ilk yılında bile uzun süreli anılar biriktirebildiği kesin gibi görünüyor. O zamandan yetişkinliğe kadar anıları tutmanın olağan dışı olmasının nedeni, muhtemelen erken bellek sistemlerimizin sınırlı kapasitesi ve kaçınılmaz olarak unuttuğumuz aradan geçen yıllar. Bebeklerin, anılarını saklamak için dil becerileri gibi belli beceriler edinmeleri gerekmektedir. Açık bir bellek için, o anıyı anlatabilme yeteneğine gerek duyulur. Bu anlamda, bunun için deneyimler tanımlanabilmeli ve tutarlı bir şekilde depolanmalıdır.
Klinik Psikolog Gökçehan Akoğuz
KAYNAKÇA:
– Jack, F., Simcock, G., & Hayne, H. (2012). Magic memories: Young children’s verbal recall after a 6‐year delay. Child Development, 83(1), 159-172.
– Rovee, C. K., & Rovee, D. T. (1969). Conjugate Reinforcement of Infant Exploratory Behavior. Journal of Experimental Child Psychology, 8, 33-39.
– Rovee-Collier, C. (1999). The Development of Infant Memory. Current Directions in Psychological Science, 8(3), 80-85.