ÇOCUKLARA DEĞERLER NASIL AKTARILIR
Değerler, davranışlarımıza, yaşam biçimimize, inançlarımıza, tutumlarımıza yol gösteren standartlardır. Doğru-yanlış, iyi-kötü gibi değerler ve dürüstlük, cesaret, barışçılık, özgüven, öz-disiplin, güvenilebilirlik, nezaket, merhamet gibi birçok kavram, yaşamın her noktasında, çoğunlukla bilinçli olmadan, bireylerin bilişsel süreçlerini etkilemektedir. Bu kavramların ayrıca, sosyal yaşamın düzenlenmesinde ve insanlar arasındaki bağlılıkta da rolü vardır. Bu sebepler düşünüldüğünde, çocuklar için yapılacak belki de en etkili ve önemli şey, onlara bu değerleri öğretmek olacaktır. Söz konusu değerlerle, davranışlar, tutumlar, kişiliği oluşturan zihinsel yapı, nasıl yaşadığımız ve başkalarına nasıl davrandığımız şekillenmektedir. Bu bağlamda, iyi değerler, iyi yaşamlar ve istikrarlı toplumlar oluşturmaktadır.
Değerler öğrenilebilir ve öğretilebilir olup, en çok “rol model alma” yoluyla edinilir. Çocuklar küçük yaşlardan itibaren, önce ebeveynlerini, sonra çevrelerindeki diğer kişileri model alırlar. Değerler, oyuncaklar aracılığıyla da aktarılır. Örneğin, bir çocuğun oyuncak bebeğini uyutması, beslemesi, toplumun annelik değerini, sosyal rolleri yansıtmaktadır.
Okullar da sosyal ortamlar olduğundan, çocuklar orada davranışlarının sonucunda gördükleri tepki ve yorumlarla birtakım değerler geliştirirler. Sınıfta oluşan ortak bir sosyal tutum, öğretmenlerin olumlu veya olumsuz pekiştireçleri, çocuklarda değer sisteminin gelişmesine zemin oluşturur.
Çocuklara değerlerin aktarılması, önemsenen bir konu olduğundan, bununla ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Paylaşma, sevgi, saygı, sorunları iletişim yoluyla çözme becerisi, şiddetten uzak durma, önyargılı olmama gibi kavramları içeren eğitim programları, hikâye veya sosyal beceri grup çalışmaları gibi etkinliklerle birlikte, bilişsel olarak çocuklara aktarım yapmayı hedefler. Ancak bu değerlerin, eğitim dışında, uygulama yapılacak ortamlar mevcut olduğunda kazanılabildiği unutulmamalıdır.
Ebeveynlerin, çocuğun neler düşündüğü gibi iç dünyasını yansıtacak şeyleri sorması, çocuğun çevresini nasıl algıladığıyla ilgili ipucu verebilir. Örneğin ebeveynler, çocuklarıyla küçük yaşlardan itibaren, bir film, kitap, oyun ya da reklam ile ilgili konuşabilir. Gerçek dünya ve değerler ile sanal dünyanın gerçek olmayan yüzü arasındaki fark, çocuklara anlayacağı şekilde açıklanabilir. Modern teknolojiyi çocukların hayatından çıkarmak mümkün değildir. Bu sebeple, onları değerleri iletme konusunda araç olarak kullanmak daha doğru olacaktır. Ayrıca, hayali bir senaryo veya bir fikir üzerinde düşünüp sohbet etmek, değerlerin ve duyguların işlendiği oyunlar (örneğin, bir davranışla ilgili dürüst olunduğunda ve olunmadığında sonuç olarak ne olacağının yazılması), çocuğun olumlu davranışlarının onaylanması ve üzerinde durulması, çocuklara değerlerle ilgili aktarım yapma yollarındandır.
Yaşamdaki temel değerler, insanları yönlendiren bir etkiye sahiptir. Bu sebeple, çocuklara değer aktarma konusunda hassas davranılmalı ve bu süreçte sosyal çevreden önce etkin bir şekilde rol alınmalıdır. Ebeveynler çocuklar için en iyi modeldir. Çocuğa bütün yaşlarda, olgunluk düzeylerine göre farklılaşan vurgularla değerler aktarılabilir. Değer aktarımı konusu günümüzde daha zor bir hal alsa da, sadece yaşantıyla aktarım yeterli olmadığından, toplumca desteklenen birçok değeri çocuklara aktarabilmek için bilinçli bir çaba sarf etmek gereklidir.
Uzm. Klinik Psikolog Gökçehan Akoğuz
KAYNAKÇA
Aydın, M. Z., & Gürler, Ş. A. (2012). Okulda değerler eğitimi. Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.
Eyre, R., & Eyre, L. (2010) Teaching your children values. Simon and Schuster.
MEF Okulları Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi. Anne-Babalar için Temel Yaşam Becerileri. MEF Okulları Yayını, İstanbul.