Eşler arasındaki anlaşmazlıklar, fiziksel ya da sözel çatışmalar, aradaki problemler, boşanma eğilimi gibi unsurlar, aile içinde huzursuzluk ve gerginlik yaratarak, aile fertlerini, başta çocuklar olmak üzere olumsuz etkilemektedir. Bu durumla birlikte, eşler arasındaki uyum ve çocuğun duygusal gelişimi, sıkça araştırılan konulardan biri haline gelmiştir. Yapılan çalışmalar, çocuğun uyumu olarak, duygusal açıdan iyi olmasını, benlik değerini, davranışlarının uygunluğunu ve duygusal açıdan iyi olmasını ele almaktadır. Çoğu çalışmada, çocuğun anne babası arasındaki çatışmaya, korku, kızgınlık, sıkıntı gibi duygusal tepkilerin yanı sıra fiziksel tepkiler de verdiği belirtilmiştir. Bunun dışında, çocuklar model alma yoluyla anne babalarından, kavganın, anlaşmazlıklara karşı bir çözüm yolu olduğunu öğrenmektedir; bu da onların saldırgan davranışlarını artırmaktadır. Akademik başarı, benlik değeri, bilişsel ve sosyal yeterlilik hisleri de çocuğun olumsuz olarak etkilendiği alanlardandır.
Çocuklar, özellikle de ben-merkezci olan küçük çocuklar, anne babaları kavga ettiğinde, bu anlaşmazlıkta rolleri olduğunu düşünebilir, kendilerini bu kavganın sebebi olarak görebilir ve bu yüzden kendilerini suçlu hissedebilir. Ayrıca aile bütünlüğünün tehdit edildiğini düşünerek çökkünlük yaşayabilirler. Bu gelgitlerden etkilenerek, anne babadan birinin tarafını tutabilirler. Bazen bir ebeveyni diğerine karşı korumak isteyebilirler. Bu da, kişiliklerinin gelişiminde onlara zarar veren bir durumdur.
Bu noktada, anne babaların farklı düşüncelerini sakin bir şekilde konuşabilmesi önem taşımaktadır. Böylelikle de, çocukların, insanlar arasında farklılıkların olabileceğini ve bunların konuşulmasının mümkün olduğunu bilmesi sağlanır.
Bir durum da, anne babanın boşanması sonrasında, çocuğun da aradaki savaşta ortada kalıp, piyon olarak kullanılmasıdır. Ebeveynlerin birbirlerine saldırmalarına şahit olmak yeterince zarar vericiyken bu durum daha da şiddetli bir hal alır. Bazı durumlarda, bir ebeveyn diğeri ile ilgili çocuktan bilgi isteyebilir, onu çocuğa şikâyet edebilir veya çocuğun kendisine daha çok ayrıcalık tanımasını bekleyebilir. Böylece çocuklar, olumsuz mesajları ileten bir araç haline gelir. Zaman zaman çocuklar, ebeveynleri rahatlatma zorunluluğu hissederek, yetişkin rolünü üstlenir. Bu da gelişimleri için zarar vericidir.
Duygusal zihin, bireylerin şimdiki zamana da geçmiş zamanmış gibi tepki vermesine neden olmaktadır. Bir çocuk anne babası arasındaki kavgalara sıklıkça tanık olmuşsa, daha sonra sıklıkla kaygı yaşayabilir, örneğin bunu hatırlatan bir film sahnesinden bile aynı şiddette korkabilir. Bu bağlamda, aile bireyleri arasındaki etkileşimin, çocukların duygusal gelişimi ve ruhsal sağlıkları üzerinde oldukça önem taşıdığı unutulmamalıdır.
Kavgalar ya da boşanma herkes için zordur. Bu durumlarda çocuklar, hem anne hem de baba tarafından sevildikleri konusunda rahatlatılmalı ve kavgalara karıştırılmamalıdır.
Uzm. Klinik Psikolog Gökçehan Akoğuz
KAYNAKLAR
Ginott, H.G. (2008) Anne Baba ve Çocuk Arasında. Okuyan Us Yayınevi. İstanbul.
Tuğrul, C. (1999). Duygusal Zekâ. Klinik Psikiyatri, 1, 12-20.
Yılmaz, A. (2001). Eşler Arasındaki Uyum: Kuramsal Yaklaşımlar ve Görgül Çalışmalar. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 4(4).