Çocuklukta kurulan ilişkilerin yetişkinlik dönemine etkisi, birey, yaşamı boyunca yakın ilişkiler kurmak ve sürdürmek ister. Ebeveynler ile başlayan bu ilişkinin niteliği, ilerleyen süreçlerde diğer kişilerin de eklenmesiyle sürdürülen bu ilişkilerin kalitesini etkilemektedir. Olumsuz erken dönem yaşantıların yetişkinlik döneminde işlevsellikte bozulmalara ve ruhsal bozukluklara yol açtığı düşünülmektedir. İşlevsellikte bozulmanın ve ruhsal bozuklukların yanı sıra erişkinlikte stresle başa çıkma, romantik ilişkiler, kariyer planlama, yaşam doyumu, iş doyumu gibi kişinin hayatının birçok alanını doğrudan etkilediği gözlemlenmektedir.
Bahsedilen işlevsiz tutumları önlemenin olumlu çocukluk yaşantıları aracılığıyla sağlanması göz önünde bulundurulduğunda; olumlu çocukluk anıları adına sağlıklı bir aile yaşantısı gerektiği düşünülmektedir. Sağlıklı aile yaşantılarının temelini ise sağlıklı evlilikler oluşturmaktadır. Sağlıksız bir evlilik sürecindeki partnerlerin sağlıklı ebeveynlikte bulunamayacakları savunulmaktadır; sağlıksız ailede eşler arasındaki gerginliği hisseden çocuk kendini güvende hissetmemektedir ve birbirlerini olduğu gibi kabul edememiş bu iki kişinin onu da olduğu gibi kabul edemeyeceği kaygısını yaşamaktadır. Bu doğrultuda, bireyin ebeveynleriyle kurduğu ilişki ve iletişim, kişinin güncel tutumlarını, ruh sağlığını ve işlevselliğini etkilemektedir.
Ebeveynlerle Kurulan İlişkinin Kalitesi Bize Ne Söylüyor?
Bahsedilen işlevsiz tutumların önlenmesinde çocukluk sürecinde ‘olduğu gibi’ kabul edilme ve sevilme önem taşımaktadır. Çocuğun kendini keşfedebilmesi adına ona rehberlik edilmesi ve cesaretlendirilmesi; güvende olduğunu ve sorgulamadan sevildiğini hissettirebilecek bir ebeveynin varlığı sayesinde sonraki ilişkiler de sağlıklı ve işlevsel biçimde sürdürülmeye devam edecektir. Dolayısıyla, bahsedilen özelliklerin aksine; saldırganca, soğuk, mesafeli ebeveyn tutumlarına maruz kalan çocuklar, yetişkinlik sürecindeki ilişkilerinde şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik vb.), kendinden yaşça çok büyük/küçük ya da evli partner seçimleri gibi çeşitli saldırganlık içeren, yüzeysel ve yakınlık barındırmayan ilişkiler kurmaya yatkın hale gelebilmektedir.
Yakınlık içermeyen, mesafeli ebeveynliklerin yanı sıra, çocuklukta alınan ilginin çok yüksek düzeyde olması, çok sık övülmek ve alkışlanmak da yetişkinlikte işlevselliği bozabilmektedir. Ebeveynler tarafından çocuğun ve kendi çekirdek ailesinin diğer kişilerden üstün, farklı hak ve ayrıcalıklara sahip olduğunun öğretilmesi; hem çocukluk hem de yetişkinlik döneminde kişinin kendisini başkalarının yerine koyma veya empati kurma, bir başkasının ne hissediyor olabileceğini anlama gibi alanlarda zorlanmasına yol açabilmektedir.
Kaynakça:
Behary, W. T. (2008). Narsisist ile Ateşkes-Benmerkezci Biriyle Ayakta Kalma ve Gelişme.(Çev: Melis Caner ve Nihan Azizerli), 11. Basım, 2022, Psikonet Yayıncılık, İstanbul.
Cüceloğlu, D. (2016). Geliştiren Anne-Baba, 45. Basım, Kasım 2022, Kronik Kitap, İstanbul.
Dedeler, M., Akün, E., & Batıgün, A. D. (2017). Yetişkin ebeveyn kabul-red ölçeği-kısa form’un uyarlama çalışması. Dusunen Adam, 30(3), 181-193.
Diğer yazılarımızı okumanızı öneririz.
Çocuğumun internet bağımlısı olduğunu nasıl anlarım?