Kıskançlık, her türlü yakın ilişkide ortaya çıkabilen bir duygudur. Çok yoğun yaşandığında ve kontrol edilemediğinde, ilişkiye zarar verebilecek niteliktedir ve kişilerin yıpratan bir süreç yaşamalarına neden olabilir. Kıskançlık, içinde pek çok karmaşık duyguyu barındırır. Sevdiği birini kaybetme korkularıyla tetiklenir ve kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalındığında öfke, üzüntü gibi duygularla beraber yüzeye çıkar.
Kıskançlık duygusu, romantik ilişkilerde de kendini gösterir. Çiftin kurduğu yakınlıkla birlikte, kıskançlık duygusu da gelişebilir. Yapılan araştırmalar, evli olmayan kişilerin, evlilere göre daha yoğun kıskançlık yaşadığını saptamıştır. Evli insanların ilişkilerinde kendileri daha güvende hissetmeleri, kıskançlık duygusunu daha az hissetmelerine sebep olabilir. Ayrıca ilişkide tatmin arttıkça kıskançlığın da attığı gözlemlenmektedir. Bireyler yaşadıkları güzel deneyimleri kaybetmekten daha çok korktukları için kıskançlığı daha yoğun hissedebilirler. Partnerin fiziksel çekiciliği fazla olduğunda, kıskançlığın da bu oranda arttığı saptanmıştır.
Eşini yeterince doyum sağlayamadığını düşünen kişilerde kıskançlığı hissi genelde daha yoğun olur. Benlik saygısı düşük kişiler eşlerine karşı daha fazla şüphe taşıyabilirler. Bu da beraberinde kaybetme korkularını tetikler ve kıskançlık başlar. Kıskançlık hissettiklerinde de bunu çok yoğun şekilde yaşama ve ona göre tepki verme eğilimi gösterirler.
Kıskanılan eş, kendini bir süre sonra suçlu hissedebilir ve kendini sürekli açıklama yapma ihtiyacı içinde bulabilir. Ancak bu açıklamalar, kıskanan kişi için yeterli gelmez ve sevgilisinin veya eşinin hayatında daha büyük bir alan kaplamak ister. Bu aşırı baskı durumu, tam tersi şekilde partnerin daha da uzaklaşmasına neden olur ve kıskanan eşin, başına gelmesinden korktuğu senaryo gerçekleşmiş olur.
Kıskançlık, aşkın veya çok sevmenin göstergesi değildir. Eşler arasındaki güven duygusu, kısıtlama veya baskıyla değil, sevgi veya bağlılıkla sağlanmalıdır.
Yoğun kıskançlık duygusu, ilişkiyi zarar verebilir. Saldırgan davranışlar, küsme, inat etme, eleştirme eşlerin birbirinden uzaklaşmasına neden olur. Yıkıcı davranışlar yerine açık iletişimde olmak eşler arasında sağlıklı iletişimi sağlar. Kıskançlığa neden olan tetikleyicileri fark etmeye çalışmak, geçmiş yaşantıların bugüne olan etkisini anlamak kişinin kıskançlık duygusunun nedenlerini anlamasına ve bu kısırdöngünün kırılmasına yardımcı olur.
Uzm. Klinik Psikolog Cangül Tokmaktepe
KAYNAKÇA
Çapkın, M. (2012). Romantik Kıskançlığın, Bağlanma Stilleri, Benlik Saygısı, Kişilik Özellikleri ve Evlilik Doyumu Açısından Yordanması.
Demirtaş, H., Dönmez, A. (2006). Yakın İlişkilerde Kıskançlık: Bireysel, İlişkisel ve Durumsal Değişkenler.
Hoşoğlu, R., Sevim, S. (2018). Kıskançlık Karşısında Gösterilen İletişim Tepkileri Ölçeği’nin Türkçe Uyarlaması: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması.