Evlilik, karşılıklı cinsel doyumun sağlanmasını, birlikteliği, dayanışmayı ama bunlardan da önemlisi, neslin devamını sağlayan bir ilişki biçimidir. Aynı zamanda evlilik; toplumlarda farklı yapılar gösterebilen, aile kurmayı ve türün devamını sağlayan iki insanın kalıcı bir beraberlik için bir araya gelerek oluşturdukları, birbirlerine ve çocuklarına karşı ortak sorumluluklarını yerine getirmeye söz verdikleri, birbirine bağlı sistemlerden oluşan evrensel bir kurumdur. Başka bir tanımla evlilik, tüm toplumlarda farklı formlarda da olsa varlığını çok uzun zamandır sürdüren, bireylerin yaşam süreçlerinde belirleyici olan bir oluşumdur. Karşı cinsten iki kişinin birlikte yaşamak, yaşantılarını paylaşmak, çocuk büyütmek vb. amaçlar için yaptıkları bir sözleşmedir.
Evlilik bireylerin yaşam kalitelerini, kendi iyi oluş düzeylerini ve yaşam doyumlarını ve buna paralel pek çok alanı etkilemektedir. Evlilikten sağlanan doyum, ya da evlilikten doğan doyumsuzluk sadece evlilik çarçevesinde kalmaz kişinin tüm yaşam alanına bu nedenle etki eder. Evlilikte doyum yaşamayan bir bireyin kendi yaşam kalitesinin, kendi iyi oluş düzeyinin ve genel yaşam doyumunun yüksek olması beklenemez.
Doyumlu/başarılı bir evlilik eşlere; duygusal, sosyal ve fiziksel yakınlık sağlamaktadır. Eş tarafından sağlanan yakın duygusal destek; eşe değer verildiğini, sevildiğini, saygı duyulduğunu ve insan olarak değerli olduğunu ifade etmektedir. Kısaca evlilik doyumu “Evlilik kurumu içinde eşlerin birbirlerine karşı gösterdikleri sevgi biçimi, cinsel doyum, iletişim biçimi gibi kişisel boyutlardan ve verilen kararlarda eşitlik, kazanç, çalışma ve problemleri paylaşma gibi çevresel boyutlardan elde edilen psikolojik tatmin” olarak tanımlanabilir.
Yıllardır araştırmacılar başarılı/yüksek doyumlu bir evlilik ilişkisinin nelere bağlı olarak ortaya çıktığını araştırmışlardır.
Çok değişkenden etkilenebileceği düşünülen evlilik doyumu araştırmalarda romantik ilişkiler, kişilik özellikleri ve yaşam doyumu gibi değişkenler ile olan bağlantıları ele alınmıştır. Bazı çalışmalarda da evlilik doyumu ilişkiler boyutunda incelenmiş, sosyo demografik değişkenler, problem çözme, empati ve iletişim açısından araştırmıştır. Bir grup çalışmada da evlilik doyumu bireye ait özelliklerle ilişkisi açısından ele alınmıştır. Evlilik doyumu ile yalnızlık, evlilik doyumu ile duygusal zeka, evlilik doyumu ile empati yeteneği gibi süreçler de araştırılmıştır. Evlilik doyumu ile bağlantılı olabileceği düşünülen değişkenlerden biri de eş desteğidir. Eş desteği de eşe ilişkin pek çok özellikten etkilenmektedir. Eş desteğinin, takdir etme, duygusal-maddi destek, sosyal destek ve bilgi desteği boyutlarını içerdiği görülmektedir. Eş desteği, eşlerin birbirlerine gerektiği zamanda ve gerektiği şekilde destek olması şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu alanda yapılan yüzlerce araştırmanın sonucunda evliliğinde doyum hissi yakalamanın kişinin kendi kişilik özelliklerine, kendi romantik bağlanma stiline, dolayısıyla kendi yaşam tecrübelerine, kendi problem çözme, iletişim ve empati yeteneklerine ve ayrıca eşin kişilik özelliklerine, eşin romantik bağlanma stiline ve kendi yaşam tecrübelerine ve tabiki eşlerin birbirine sağladığı desteğe bağlı olduğu söylenebilir. Bununla birlikte evliliğinde doyum hissi yakalayamayan bireylerin bu kişisel değişkenler ve aralarındaki çift iletişimine dair uzman desteği almalarının evlilik doyumlarını ve dolayısıyla yaşam doyumlarını arttırmada etki sahibi olduğu da söylenebilir.
Kaynakça:
Kabasakal Z., Soylu y., “Evli Bireylerin Evlilik Doyumunun Cinsiyet ve Eş Desteğine Göre İncelenmesi”, Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 5(4), 2016
Tutarel Kışlak Ş., Çabukça F., “Empati ve Demografik Değişkenlerin Evlilik Uyumu ile İlişkisi”, Aile ve Toplum 5(2), 2002
Çağ P., Yıldırım i., “Evlilik Doyumunu Yordayan İlişkisel ve Kişisel Değişkenler”, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 4 (39), 2013
Yalçın H., “Evlilik Uyumu ile Sosyodemografik Özellikler Arasındaki İlişki” Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 3(1), 2014
Diğer yazılarımızı okumanızı öneririz.
Çocuklukta Kurulan İlişkilerin Yetişkinlik Dönemine Etkisi
İlişkilerde Kendini Açmanın Önemi