Kuşaklararası Travmanın Aktarımı
“Aşırı travmatik deneyimler hafıza, duygu düzenleme, biyolojik stres modülasyonu ve kişiler arası ilişkiler gibi alanlarda çok derin izler bırakır.” (Van Der Kolk, 2000)
Travmatik olaylar, bireylere fiziksel, psikolojik, davranışsal veya duygusal olarak zarar veren ve ciddi stres yaratan olaylardır. Bunların arasında şiddet, taciz, istismar veya tecavüz, bir yakının ölümü, ciddi bir hastalık, trafik kazaları, deprem, sel gibi doğal afetler veya savaşlar sayılabilir.
Kolektif travma, sadece hayatta kalanları değil, direkt veya dolaylı olarak sonraki kuşakları da oldukça etkiler. Diğer bir deyişle, bireyler, olayları doğrudan yaşamamış olmalarına rağmen travmanın birincil semptomlarını gösterebilirler. Travmatik etkiler, kolektif hafızada yer edebilir ve ebeveynden çocuğa aktarılabilir. Travmanın kuşaklararası aktarımı, deneyimlenen travmanın türüne, süresine ve yoğunluğuna göre değişebilmektedir. Aynı zamanda sadece toplumsal travmalar değil, bireysel travmalar da kuşaklararası aktarılabilir.
Kuşaklar arası aktarımlar rüyalarımızda, eyleme geçmemizde, ailemizin bize öğrettiği deyimlerle verilen “hayat derslerinde” hayat buluyor . Aktarımı keşfetmek, önceki nesilden daha geniş bir anlatıyı bilmek ve anlatmak anlamına gelir. Yoğun travmaya maruz kalan ebeveynler, farkında olmadan yeni nesillerle ilişkilenme biçimlerini değiştirebilir; bu bağlamda, aşırı katı/korumacı bir tutum sergileyebildikleri gibi, duyarsız/ilgisiz bir tutum da sergileyebilirler. Travmadan sağ kurtulanların çocuklarıyla yapılan çalışmalar zamansallıkta yanılsama, gerçekle fanzeti ayırımında zorlanma gibi belirtilerle kendini gösteren hafıza ve kimlikte ciddi zedelenmeler olduğunu göstermektedir. Yıkıcı, çok ağır travmalardan sağ kurtulanlar için zaman donar.
Travmanın kuşaklararası aktarımı terimi ilk olarak soykırımdan kurtulan kişilerin çocuklarıyla yapılan çalışmalarda kullanılmıştır. Travmatik aktarım, kabul edilememiş birçok duygunun ve kederin birden çok kuşak boyunca aktarılması ve kuşaklarasında tüm bu duyguların sıkışıp kalmasıdır.
Kuşaklar arası aktarımın özellikle psiko-dinamik, aile sistemleri ve sosyal-kültürel sistemler yanında, epigenetik mekanizmalar aracılığıyla da olabileceğine ilişkin kanıtlar bulunmaktadır. Tarihsel/toplumsal travmaların etkisiyle ortaya çıkan bütün bu sonuçlardan ve yol açmış olduğu toplumsal maliyetten kaçınmanın en önemli aracı ise kuşkusuz önleyici politikalardır.
Yapılan bilimsel çalışmalar, toplumsal/tarihsel travmaların, sonraki kuşakların, psikodinamiklerin, kültürel ve epigenetik mekanizmaların etkilenmeye devam ederek ortaya çıktığını ortaya koyuyor. Özellikle travmatik patlamalarda aile içi iletişim tarzlarının önemli bir işlevi görülmekte ve post-travmatik büyümeyi başaramayan ailelerde yayılma etkisi daha ağır deneyimlenebildiği ifade edilmektedir.
Kuşaklar arası travma kavramı, psikiyatri literatürüne Holokost’tan sağ kurtulanların çocuklarındaki davranışsal ve klinik sorunların tanımlanması yoluyla girmiştir.
Yapılan araştırmalar, soykırımın doğrudan etkilerini buldu; bunlar arasında, annelerin çocuklarıyla travma hakkında iletişim kurmalarının çeşitli yolları da vardı; örneğin sessizliği korumak veya böyle bir olayın bir daha asla yaşanmayacağına dair umutlarını ifade etmek. Araştırmacılar ayrıca soykırımın artan yoksulluk, daha fazla aile iş yükü ve ebeveynlik becerilerindeki değişimler gibi sebepler yoluyla ikinci nesli nasıl etkilediği gibi dolaylı etkileri de gözlemledi.
Kuşaklar Arası Travmanın Aktarımının Sonuçları
- Diğer kuşaktaki bireylerde sebebi belli olmayan sinirlilik hali, acı, kaygı ve yas durumları,
- Rüyalarda kötü olayları tekrar tekrar görme,
- Geçmiş kayıplarda kendi sorumlu tutma,
- İletişim kurma problemleri,
- Strese daha yatkın olma,
- Bireyin kimliğinde ciddi zedelenmeler olarak gözlemlenmiştir.
Kuşaklararası Travmanın Aktarımı Tedavisi
Kuşaklar arası travma yaşayan bir kişi veya aile iyileşebilir ve gelişebilir. Psikoterapiler kuşaklararası travmaların aktarımı ve sağaltımı konusunda, aktarılan travmaların kökenini bulmanızda ve çözüme kavuşmanız konusunda yardımcı olabilir.Koşulsuz sevgi ve kabul ile ait olma duygusu; örneğin tutarlı, öngörülebilir ve rutinleri destekleyen bir uzmanla; sosyal ilişkileriniz kuvvetlenerek daha geniş, güvenli bir topluluğa ait olma duygusu hissedebilirsiniz.
REFERANSLAR
Shrira A. Parental PTSD, health behaviors and successful aging among offspring of Holocaust survivors. Psychiatry Research. 2019; 271: 265.
Yehuda, R., & Lehrner, A. (2018). Intergenerational transmission of trauma effects: putative role of epigenetic mechanisms. World Psychiatry, 17(3), 243. https://doi.org/10.1002/WPS.20568
Danieli, Y., Norris, F. H., & Engdahl, B. (2016). Multigenerational legacies of trauma: Modeling the what and how of transmission. American Journal of Orthopsychiatry, 86(6), 639–651. https://doi.org/10.1037/ORT0000145
Diğer yazılarımızı okumanızı öneririz.
Çocuklukta Kurulan İlişkilerin Yetişkinlik Dönemine Etkisi
İlişkilerde Kendini Açmanın Önemi